Ana Sayfa Gündem Yönetimde ‘ver yetkiyi, gör etkiyi’

Yönetimde ‘ver yetkiyi, gör etkiyi’

Soner SELÇUKLU

“Güç” kavramının nereden baktığınıza bağlı olarak anlam kazandığını belirtmek gerekiyor.

Fizikte birim zamanda yapılan iş veya dönüştürülen ya da aktarılan enerji olarak açıklanıyor.

Kişinin güçlü fiziğinden bahsediyorsanız, kaslarının kuvvet ifadesi olarak işlevlerine göre etkisi göz önüne alınır. Ortalama bir insanın günlük faaliyetleri için kullandığı kaslar amaca göre gelişebiliyor. Çene ve dil kasları eminim çok konuşanlarda olağanüstü bir güç ve işlev kazanmıştır. Bir haltercinin, balerinin, 100 metre koşucusunun kasları da farklı bir gelişme göstermiştir. Bunların dışında sahip olduğunuz bilgi de yerine göre sizi güçlü kılabilir.
Gücü tanımlarken kapasite, etki ve araç diye özetleyebiliriz. Ne ki amaç hepsinde gücü kullanarak istenilen değişikliğin sağlanmasıdır.

Uluslararası planda gücü askeri donanım, pazar payı, teknoloji üstünlüğü, endüstrinin seviyesi, inovasyon potansiyeli, ekonomik performansın niteliğiyle açıklamak mümkün.

Ülkeler özelinde ise güç, ülkenin rejimine, demokrasisinin çağdaş normlarla gelişmişliğine bağlı olarak devlet mekanizması tarafından kolluk güçler ve yasalar aracılığıyla “zor”u kullanma ve yaptırım hakkıdır.

“Güç”le ilgili felsefi derinliklere girmeden konuyu işletme düzeyinde, perakendenin AVM kanalında yönetimin iç ve dış çevre ilişkilerinde ele alalım: Bu da hiyerarşinin alt, orta, üst kademelerinde veya tepe yönetimde olsun makamın biçimlendirdiği, kişilere verilen yetki ve sorumluluk kapsamında oluşan gücün kullanımıdır.

Daha önce “Mikro Yönetim”, “Liderlik Tonları” başlıklarıyla çeşitli kademelerde görev yapan yöneticiler hakkında yazdım. Yönetici unvanlı kişilerin sahip oldukları yetkileri nasıl kullandıkları “kişilikler, yatırımcı kültürü, değerler” ve son yazımda belirttiğim “Çocuk, Ebeveyn, Yetişkin” karmasından oluşan benliklerin de etkisi altında şekilleniyor. “Demokrat, Otokrat, Liberal, Danışmacı” yönetim tarzları iş piyasalarında karşımıza çıkıyor.

Yetki karar verme sınırlarıyla tanımlandığına göre onu kullanan kişinin yarattığı sonuçları da görmesi beklenir. Oysa her zaman böyle olmuyor. Yetki, zirveye yaklaştıkça, kişinin öz kontrolü düşükse, olumsuz yönlerini de harekete geçiren, karşıdakini yıpratan bir araca dönüşüyor.

Öte yandan yetki, yerine göre çağdaş bir işletmenin değerlerine ve ilkelerine göre kullanıldığında, çalışanlarla bağ kurulduğunda, farklı yönetici tarzları da olsa şirket boylamında çatışma ortamı yaratmadan güce dönüşerek kendini gerçekleştiriyor. Çalışanların bu gücü kabullenmelerini de kolaylaştırarak örgütsel ve kişisel performans artışı sağlıyor. Aksi durumda yazının ana konusu olan bir zehirlenme vakasıyla karşılaşıyoruz.

“Ver yetkiyi gör etkiyi” sözü boşuna söylenmiyor. Özellikle hiyerarşinin kademelerinde yükseldikçe, şirket kültürü de yetki kullanımında istismarcı bir iklimlendirmeye çanak tutmuşsa, güç zehirlenmeleri oluyor.

Yetkinin gücü kullanılırken bir davranış olmaktan çıkarak tutum kazanan zehirlenme belirtilerine gelince:

• Astlarla konuşurken başka şeylerle (telefonla, bilgisayarla, gazete, dergi vb. şeylerle) ilgilenmek,
• Astların kendilerini ifade etmelerine imkân vermeyerek sık sık söz kesmek; yalnızca ‘kapalı uçlu” sorularla konuşmayı polis sorgusuna çevirmek,
• Astların fikirlerini kendisine aitmiş gibi kullanmak,
• Astların başarısını görmezden gelip kendine mal etmek,
• Astları birincil ve ikincil görevler dışında işler yapmaya zorlamak,
• Nezaket kurallarının dışına çıkarak hitap etmek, lakap takmak, küfürlü konuşmak, aşağılamak,
• Yeki gücünü kişiselleştirerek kullanmak,
• “Ben neymişim be abi!” diyerek çalışanları karıncalar gibi görmek,
• “Ben hata yapmam” anlayışıyla her hatanın ardından bir günah keçisi bulmak,
• Şirket iç çevresinde ayak kaydırma operasyonları yapmak,
• İş ortamının gerektirdiği iletişim düzeyini seviyesiz şakalarla, fıkralarla, dedikoduyla aşağıya çekmek,
• Yetenekli çalışanların kariyer gelişimlerini sınırlamak,
• Şirketin dış çevre ilişkilerinde de rakiplere karşı etik dışı operasyonlar düzenlemek, onların kayıplarıyla zafer çığlıkları atmak.

Bunlardan birini yapıyorsanız zehirlenme başlangıcındasınız. Yol yakınken dürüst oyuna dönebilirsiniz. Daha fazlası zirvede sahip olduğunuz yetki gücünün sizi zehirlediğini gösterir. Olumsuz etkileri aile ve arkadaş çevrenize de yansıyacaktır. Tek yol egonuzun şişkinliğini indirmekten geçer. Umarım profesyonellik adına etkili bir çözüm için destek arayışında da olursunuz.
Astlar ve diğer çalışanlar için de seçenekleri yoksa, meditasyon tekniklerini denemelerini tavsiye ediyor, sabırlar diliyorum.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz