Ana Sayfa Tasarım Printemps New York’ta Paris zarafeti

Printemps New York’ta Paris zarafeti

Fransız tasarımcı Laura Gonzalez, New York’un ikonik One Wall Street gökdeleninde yer alan Printemps mağazasını, Art Deco’nun mimari mirasıyla Parisli bir dairenin zamansız ruhunu buluşturarak yeniden yorumladı.

New York’un 1931 tarihli Art Deco anıtı One Wall Street, Fransız lüks perakende devi Printemps’in Amerika’daki ilk amiral mağazasına ev sahipliği yapıyor. Bu özgün dönüşüm, mimari kimliği koruyarak çağdaş lüks anlayışını yeniden tanımlıyor. Projenin ardındaki yaratıcı vizyon ise tasarımlarıyla dikkat çeken Fransız iç mimar Laura Gonzalez’e ait.

Printemps New York, mimar Ralph Walker imzası taşıyan kireçtaşı cephesiyle ikonikleşen One Wall Street’in zemin katında ve alt katında 5 bin 100 metrekarelik bir alana yayılıyor. Giriş, binanın en çarpıcı mekânlarından biri olan, Hildreth Meière’in kırmızı ve altın mozaikleriyle bezeli tarihi “Red Room” üzerinden sağlanıyor.

Mekânın tasarımında, 160 yıl önce Paris’te doğan Printemps’in Art Nouveau kökenlerinden ve Parisli bir apartman dairesinin katmanlı dokusundan ilham alındı. Ziyaretçiler, heykelsi detaylar, geri dönüştürülmüş malzemeler ve dokunsal zenginlikler arasında kıvrımlı bir rota izleyerek mağazayı deneyimliyor. Gonzalez’in “sınır tanımayan” yaklaşımı, özellikle Red Room’da sabit yapılara dokunmadan inşa edilen çiçek ormanı enstalasyonu ile öne çıkıyor.

Mağazada çok sayıda bar, kafe ve yıl sonunda açılması planlanan fine dining restoran “Maison Passerelle” bulunuyor. Mağazanın üst katında haute couture ürünlerin sergilendiği boudoir alanı, Brooklynli sanatçı William Coggin’in tasarladığı şampanya barı ile tamamlanırken; spa alanı ise işlemeli perdeler ve Hollywood aynalarıyla çevrili.

Menswear bölümü, dev pembe çiçek formlu avizeler ve Versailles desenli parke zeminle karakter kazanıyor. Zemin katın devamında yer alan ev dekorasyonu ve ayakkabı bölümleri ise LED tavan panelleri, mermer zeminler ve geometrik raf sistemleriyle dinamik bir kurgu sunuyor.

Laura Gonzalez, projeyi şu sözlerle tanımlıyor: “Printemps’in mozaikleri, vitrayları ve desenleri bize büyük ilham verdi. Ama burası New York… Burada sınırlar yok. Bu proje başka bir şehirde hayal bile edilemezdi.”

Printemps New York, tarihsel bağlamı koruyarak çağdaş lüksü deneyimle buluşturan mimari bir anlatı sunuyor. Mekân, New York’un Art Deco mirasını geleceğe taşıyan güçlü bir yorum niteliğinde.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz