Mica Mall Alışveriş Merkezi Genel Müdürü İlhan Karakaya, uluslararası tecrübelerini İran’a taşıyarak perakende sektöründe yeni fırsatların kapısını aralıyor. Türk markalarının bölgedeki potansiyeline dikkat çeken Karakaya, AVM’lerin kültürel ve sosyal merkezlere dönüşüm sürecini değerlendiriyor.
Röportaj, AVMDergi.com
Perakende ve AVM yönetiminde uluslararası deneyimiyle öne çıkan İlhan Karakaya, bugün İran’ın en önemli projelerinden biri olan Mica Mall’un Genel Müdürü olarak görev yapıyor. Metro Properties ve JLL gibi global şirketlerde edindiği kurumsal tecrübeyi İran’a taşıyan Karakaya, hem bölgedeki perakende ekosistemini hem de Türk markaları için açılan fırsatları anlattı. AVM’lerin klasik alışveriş anlayışından yaşam merkezi konseptine geçişini yöneten Karakaya, gelecek dönemde sektörde dijitalleşme, deneyim odaklı konseptler ve kültürel etkileşimin belirleyici olacağını vurguluyor.
Bize kısaca AVM sektöründeki kariyer yolculuğunuzdan bahseder misiniz?
Kariyerime perakende ve ticaret alanında başladım. Metro Properties ve JLL gibi uluslararası şirketlerde çalışarak global standartlarda yönetim, kurumsal disiplin ve yatırımcı ilişkileri konusunda önemli tecrübeler kazandım. Yıllar içinde farklı projelerde alışveriş merkezleri yönetmenin yanı sıra, yeni AVM açılışlarında görev almak bana uluslararası perspektifimi genişletti. Bir merkezin sıfırdan açılışına kadar tüm sürecinde yer almak, hem operasyonel hem de stratejik anlamda çok değerli bir deneyim oldu.
Yurt dışındaki bu göreve nasıl bir süreç sonunda geçiş yaptınız? Karar vermenizde etkili olan faktörler nelerdi?
Türkiye’de kazandığım tecrübeyi uluslararası arenada değerlendirmek, kariyerimde doğal bir adım oldu. Metro ve JLL’de edindiğim kurumsal altyapı sayesinde farklı pazarlarda daha güvenle adım atabildim. Kararımda, yeni kültürlerde deneyim kazanma arzusu ve farklı yönetim dinamiklerini gözlemleme isteği etkili oldu. Ayrıca, yurt dışındaki projenin ölçeği ve vizyonu, teklifi hemen kabul etmemde önemli rol oynadı.
İlk gittiğinizde sizi en çok şaşırtan ya da zorlayan şey ne oldu?
Dikkatimi en çok çeken, alışveriş merkezlerinin işleyiş biçimi ve yerel ziyaretçi alışkanlıkları oldu. Türkiye’de AVM’ler sosyal yaşamın merkeziyken, burada başlangıçta daha çok alışveriş odaklıydı. Zorluk ise kültürel farkları ve yerel iş süreçlerini hızlı şekilde öğrenmekti. Metro ve JLL’de kazandığım kurumsal disiplin bu adaptasyonu kolaylaştırdı.
“Türk markalarına sempati ve güven var”
Türkiye’deki AVM yönetimiyle bulunduğunuz ülkedeki farklar nelerdir?
Türkiye’de süreçler kurumsal standartlara dayanırken, burada esnekliğin ve kişisel ilişkilerin önemi daha fazla on plana çıkıyor. Bu durum, deneyimlerimi uygularken hem öğretici hem de yaratıcı çözümler geliştirmemi sağladı.
Müşteri profili ve kiracı beklentileri açısından farklılıklar var mı?
Türkiye’de ziyaretçiler alışverişi planlı yaparken, burada sosyalleşme ön planda. Kiracılar daha bireysel destek bekliyor, bazı süreçleri biz yönlendiriyoruz. Bu durum, yöneticilik anlayışını esnek ve sabırlı hale getiriyor.
Çalıştığınız ülkenin perakende ekosisteminde en dikkat çeken unsurlar?
Sektör hızla büyüyor, uluslararası markalara ilgi yüksek. Türk markalarına da ciddi bir sempati ve güven var; kalite ve kültürel yakınlık buradaki başarının anahtarı.
Günlük operasyonlarda karşılaştığınız zorluklar nelerdir?
Standartları sürekli korumak, ekip eğitimlerini yönetmek ve teknik altyapıyı denetlemek en büyük zorluklar. Buradaki perakendeciler hem deneyim kazanıyor hem de AVM’nin standartlarını öğreniyor.
Yönetim tarzınızı yerel kültüre göre nasıl uyarladınız?
İletişimde daha yakın ve kişisel bir üslup benimsedim. Ancak Türk yönetim anlayışındaki disiplin ve düzeni koruyarak dengeyi sağladım. Ekip yönetiminde ise güven ilişkisi kurmak, ortak hedeflere odaklanmak ve her ekip üyesinin gelişimine destek olmak benim için çok önemli. Karşılıklı anlayış ve sabır burada çok değerli.
Kiracılar ve marka yönetiminde farklılıklar var mı?
Türkiye’de süreçler daha kurumsal standartlar ile ilerliyor; burada birebir iletişimin ve esnekliğin önemi daha öne çıkmış durumda. AVM’nin yönlendirici rolü öne çıkıyor. Bu, hem yönetim hem de eğitim süreçlerini daha ön plana çıkarıyor.
Türk markalarına olan ilgi nasıl?
Çok yüksek. Hem kalite hem kültürel yakınlık nedeniyle tercih ediliyor. Türk markaları sadece ürün kalitesiyle değil, müşteri deneyimiyle de fark yaratma potansiyeline sahip. Türkiye’den gelen markalar buradaki tüketiciler tarafından çok beğeniliyor.
Türk markaları bu pazarlarda nasıl daha fazla yer alabilir?
Doğru iş ortaklarıyla ilerlemek kritik. Ürün ve hizmetleri yerel kültüre uyarlamak ve tüketici beklentilerini doğru analiz etmek başarıyı artırır. Örneğin ürün sunumları, promosyon stratejileri ve hizmet kalitesi yerel alışkanlıklara göre optimize edilmeli.
“Gastronomi ve eğlence AVM’lerin vazgeçilmezi olacak”
Türk AVM profesyonellerinin güçlü yönleri nelerdir?
Kriz anlarında esneklik, çözüm odaklılık ve operasyonu detaylı takip etme becerileri öne çıkıyor. İnsan ilişkilerini kurumsal çizgide yönetmeleri de uluslararası başarı için avantaj sağlıyor. Ayrıca, ekipleri motive etme ve ortak hedefe yönlendirme konusunda güçlü bir kültürel altyapımız var.
Bulunduğunuz bölgede AVM sektörü nasıl evrim geçiriyor?
Klasik alışveriş merkezi anlayışından yaşam merkezi konseptine yeni yeni geçiş var. Eğitimli ve sosyalleşmeyi seven ziyaretçiler sayesinde AVM’ler daha uzun süre vakit geçirilen alanlara dönüşüyor.
Önümüzdeki 5 yılda AVM’leri ve perakende sektörünü neler bekliyor?
Dijitalleşme, online-offline entegrasyonu ve deneyim odaklı konseptler öne çıkacak. Gastronomi ve eğlence AVM’lerin vazgeçilmezi olacak, mağazalarda dijital deneyimler yaygınlaşacak. Benim vizyonum, AVM’lerin sadece ticaretin değil, aynı zamanda kültürel ve toplumsal etkileşimin merkezleri haline gelmesi, değer yaratan, insanları bir araya getiren merkezler olması.
Bu deneyim sizin kişisel ve profesyonel hayatınızı nasıl etkiledi?
Profesyonel olarak bana stratejik düşünme, sabır ve esneklik kazandırdı. Kişisel olarak farklı kültürleri tanımak ve yeni bakış açıları kazanmak hayata dair zenginlik kattı. Özellikle bir AVM’nin açılışından yönetimine kadar her aşamada yer almak, bana büyük bir vizyon sundu. Bu yolculuğun bir parçası olmaktan gurur duyuyorum.