2017 yılında bir asrı tamamlayacak olan İnci, Türk ayakkabı sektörünün önemli aktörlerinden biri… İnci Deri Yönetim Kurulu Başkanı Ali Murat Kızıltaş, 100’üncü yılda 50 kentte 140 mağazaya ulaşmayı hedeflediklerini dile getiriyor. Perakende sektörünün en önemli sıkıntılarından birinin ‘orantısız rekabet’ olduğunu belirten Kızıltaş, “Rekabetin son derece sert ve yer yer acımasız boyutlara ulaşması tüketicinin ürünlerin etiket fiyatlarına olan inancını da negatif etkiliyor” diyor.
Fulya BAYRAKTAR
Tarihi 1917’ye dayanan çok güçlü bir firma İnci… Bir asra yakın korunan marka başarısını neye bağlıyorsunuz?
İnci, 1917 yılında Hacı Murat Kızıltaş tarafından kurulan lostra salonu ile yolculuğuna başladı. Bu mütevazı salon birkaç yıl sonra çocuk ayakkabıları ve ev terlikleri satan bir mağazaya dönüştü. Kaliteli ayakkabılarıyla öne çıkan mağaza, gittikçe daha çok tercih edildi ve 1947 yılında, ailenin 2. kuşak temsilcisi Ahmet Nuri Kızıltaş’ın Fatih’te açtığı yepyeni ayakkabı mağazasıyla markalaşma da başladı. Vizyoner ve modern bir girişimci olan Kızıltaş, İnci Fatih mağazasının temel felsefesini “müşteri memnuniyeti” olarak belirlemişti. Ahmet Nuri Kızıltaş’ın bu felsefesiyle yürüyen İnci, kısa sürede sektörün öncüleri arasına girdi. İnci Fatih ile başlayan bu gelişim, İnci’yi nesiller boyunca aranan bir marka haline getirdi. 1980’lerin başında 3. kuşağın yönetime katılmasıyla, marka daha da modernleşti. Yeni kadro, İnci’yi ulusal pazarda geliştirmeye ve global pazarlara açmakta gecikmedi.
Toplam kaç mağazanız bulunuyor. Hangi bölgelerde daha yoğunsunuz?
Bu yılın başından beri Türkiye’nin farklı bölge ve şehirlerinde 10 yeni mağaza açtık. Eylül sonunda İstanbul Buyaka AVM ve Ekim sonunda açtığımız Ankara Podium, Bolu Highway AVM’lerindeki mağazalarımız ile Türkiye’deki mağaza sayımızı 102’ye çıkardık. Açtığımız bu mağazalarla birlikte toplam satış alanımızı 16 bin metrekarenin üstüne çıkardık. Kasım ayında da Isparta, Kocaeli, İzmir Mavibahçe ve Van’da açacağımız 4 yeni mağaza planlamamız var. Ağırlıklı olarak İstanbul, İzmir, Bursa, Ankara, Antalya gibi büyük şehirlerde mağazalarımız bulunuyor.
102 mağazanın 87’si AVM’lerde
Şu anda AVM’lerdeki mağaza sayınız nedir? AVM’leri ağırlıklı olarak tercih etmenizin nedenini öğrenebilir miyiz?
Şu anda Türkiye’nin farklı şehirlerinde toplam 87 AVM’de yer alan mağazalarımız var. Bizler gibi zincir mağazası olan markaların AVM’leri tercih etme nedenlerine gelecek olursak: AVM’ler, sahip oldukları trafik nedeniyle, tatminkar seviyede bir ciro gerçekleştirilmesini sağlıyor, iş hacminin önemli bir bölümünü oluşturuyor, aynı zamanda bulundukları şehrin ve noktanın sosyal ve kültürel buluşma noktası oluyor. Hatta bazı AVM’lerde olmak, markanın konumlandırılması bakımından da daha farklı bir önem taşıyor.
Ne kadar kaliteli ürün üretirseniz üretin satış personeli güler yüzlü olmadığı zaman markanıza da zarar veriyor. Satış personelinize yönelik eğitim çalışmalarınız hakkında bilgi alabilir miyiz?
Şirketimizi markamızdan bağımsız değerlendiremeyeceğimiz için şirketin finanstan muhasebeye, tasarımdan planlamaya, satın almaya kadar tüm fonksiyonlarında uygun bir yapılanma ile büyüyoruz. Mağazalarımızda görev yapan toplam 650’ye yakın çalışanımız var. 2014 yılında toplam 160 kişi İnci Ailesi’ne katıldı. Bu yapılanmaya paralel olarak da, 3 yıldır İK ve eğitim tarafındaki çalışmalarımızı aralıksız, hızlı bir şekilde devam ettiriyoruz. Bu kapsamda da çalışanlarımızın hem kendilerini geliştirmeleri hem de marka olarak yaşatmak istediğimiz ‘en iyi müşteri deneyimi’ne uygun donanıma kavuşmaları için; birbirinden farklı alanlarda tüm çalışanlarımıza büyük eğitim yatırımları yapıyoruz. İnsan kaynakları verimliliğini artırmak ve aynı zamanda çalışanlarımızın hem kişisel hem de profesyonel gelişimlerine destek vermek adına “Başarıya Koşanlar” ve “Fark Yaratanlar” isimli İK programlarımızla sektörde önemli bir değer yaratıyoruz. Bu programlara katılan kişiler, iyi birer yönetici olabilmek için çok özel programlardan geçiyorlar ve dünya görüşlerine geniş bir perspektif açıyorlar. “Başarıya Koşanlar” eğitim programı mağaza yöneticileri altındaki herkesi kapsarken, “Fark Yaratanlar” programında ise mağaza yöneticilerine yönelik özel eğitimler veriliyor. 2014 yılında toplam 547 kişi (merkez ve mağaza çalışanları) 8 bin 948 saat eğitim aldı. Satış danışmanı özelindeki rakamı ayrıca belirtecek olursak; 375 kişi 6 bin 200 saat eğitim aldı. Bu da kişi başı yaklaşık 16,5 saat demek oluyor ki; bu sektöre göre ifade edilen bu rakam çok iyi bir zaman dilimi. Hedefimiz bu rakamı da kişi başı 24 saate, toplamda ise 10 bin saate çıkarmak.
Ürünlerinizin tamamı yerli mi, ithal ürün oranınız nedir?
2012 yılında üretim tesisini kapatarak markamıza odaklandık. Şirketi yeniden yapılandırdık. Büyüme stratejilerimizi, marka, pazarlama, satış, eğitim ve verimli tedarik sistemlerimiz üzerine kurduk. Bugün Türkiye’de 90’ın üzerinde tedarikçi ile çalışıyoruz. Farklı üreticilerin farklı uzmanlık ve bilgi birikimlerinden yararlanarak, müşterilerimize en doğru zamanda, en iyi kalitede ürünü optimum fiyatla sunabiliyoruz.
100’üncü yıla 2 kala
Ayakkabı sektöründe pek çok yerli yabancı aktör bulunuyor. Rekabet nasıl gidiyor?
Sektörümüz için sorun haline gelen Uzakdoğu ülkelerinden ithalata Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) ve Ekonomi Bakanlığı çalışmalarıyla yüzde 30- yüzde 50 aralığında konulan gümrük vergisiyle; büyük oranda ithalatın ve sağlıksız ayakkabıların ülkeye girişinin önüne geçildi. Bu çalışmalar sayesinde sektör yeniden ivme kazanmaya başladı ve hem iç pazara yönelik hem de ihracata yönelik üretim artışları gördük. Perakende sektörünün en önemli sıkıntılarından biri; sektörel anlamda orantısız bir rekabetin söz konusu olması. Rekabetin son derece sert ve yer yer acımasız boyutlara ulaşması tüketicinin ürünlerin etiket fiyatlarına olan inancını da negatif etkiliyor. Türk ayakkabı sektörünün dünya ayakkabı pazarında hak ettiği yeri alabilmesi için kaliteli üretim kadar markalaşma ve yapılan çalışmaların tanıtımı da büyük önem taşıyor. Mevcut pazarlara ek olarak; yeni pazarlara açılım yapılmasıyla, hem Türk ayakkabılarının kalitesinin deneyimlenmesi; hem de sektörün kapasitesini daha yüksek oranda kullanmasına olanak sağlanacaktır. Böylece sektörün katma değeri yükseltilirken bir yandan da sağlanacak istihdam artışıyla, Türkiye’nin en önemli sorunlarının başında gelen işsizlik oranının azaltılmasında da katkıda bulunulacaktır.
İnci’nin geçmişi başarılarla dolu. Önümüzdeki 10 yıl sizce İnci için nasıl bir dönem bekliyorsunuz?
2017 yılında İnci Deri 100’üncü yılını kutlayacak. Bu bizim için müthiş bir gurur kaynağı. Yurt içi ve yurt dışı mağaza sayımızı artırmaya yönelik çalışmalarımız sürecek. Sektörün öncüsü ve yenilikçisi konumundayız ve bir moda markası olma yönündeki çalışmalarımızı da sürdüreceğiz. 100’üncü yılımızda 50 ilde 140 mağazaya ulaşmayı, çalışan sayımızı da 800 civarına çıkarmayı ve marka yatırımlarımızı artırmayı planlıyoruz. 100’üncü yıl ciro hedefimiz ise 286 milyon TL. Kuşkusuz ki bugün olduğu gibi; bundan sonraki dönemde de büyümemizde en etkin rolü müşterilerimiz ve kendilerine yaşatacağımız en iyi müşteri deneyimi oynayacaktır. İnci markasını tercih eden herkese en iyi müşteri deneyimini yaşatma yaklaşımımızın bir parçası olarak, tüm mağazalarımızda aynı hizmet ve ürün kalitesini sunmak için tüm çalışanlarımızı titiz bir çalışmayla, düzenli eğitimlerden geçiriyoruz. Gamze Saraçoğlu’nun Kreatif Direktör olarak markamızda konumlandırılmasıyla ise, her zaman ayakkabı modasının en çok takip edilen markası İnci’yi daha ileri noktalara taşımayı hedefliyoruz. Gamze Saraçoğlu kreatif direktörlüğünde hazırlanan yeni koleksiyonumuzu, müşterilerimizle doğrudan temas halinde olan mağaza çalışanlarımıza detaylarıyla aktarmak için Gamze Saraçoğlu’nun da katıldığı eğitimlerle anlatıyoruz. Yaptığımız her çalışmada en önemli amacımız; tam donanımlı ve markamızı en iyi şekilde temsil eden çalışanlarla sektördeki farkımızı ortaya koymak.
