8 Mart 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6824 sayılı kanun ile bedeli döviz olarak yurtdışından getirilen konut ve taşınmazlara KDV istisnası getirildi. Bu yasal düzenlemenin amacı yurda kalıcı döviz girişi sağlamaktı. Ancak Maliye Bakanlığı’nın 5 Mayıs 2017 tarihinde çıkardığı Uygulama Tebliği ile yasanın öngörmediği koşullar ileri sürülüyor. Avukat Mustafa Güneş, “Maliye Bakanlığı yayınladığı tebliğ ile hükümetin döviz girişi için aldığı tedbirleri boşa çıkarmış oluyor” dedi.
Kanuni düzenlemeden sonra uygulamanın nasıl olacağını tarif etmek üzere Maliye Bakanlığı tarafından Resmi Gazetede yayınlanan tebliği eleştiren Av. Mustafa Güneş “Tebliğin bu hükümleri öyle kaleme alınmıştır ki; 6824 sayılı kanun ile tanınan istisnanın uygulanabilmesi için öncelikle konut veya işyerinin alıcının kullanımına hazır vaziyette bitirilmiş olması ve tapuda devrinin yapılmış olması gerektiği sonucu çıkmaktadır. Oysa kanun ile öngörülen düzenleme bu iki hususu dışlamamakla birlikte bunları zorunlu unsur olarak ileri sürmemektedir” dedi.
Av. Mustafa Güneş, “Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 13/(i) maddesi ile tanınan istisnadan yararlanmak için taşınmazları kullanıma hazır olacak şekilde bitirerek teslim gerekmediği gibi ilk günden tapu devri yapmanın da şart olmadığını” belirtti.
“Tebliğ bu haliyle uygulanırsa kanuni düzenleme ile yurda kalıcı döviz girişi sağlama amacı gerçekleşemeyecektir”
Tebliğin bir an önce düzeltilmesi gerektiğini belirten Av. Mustafa Güneş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tebliğin bu haliyle uygulanması halinde özellikle ön ödemeli satışlarda, yani teslime hazır olmayan taşınmazların satışlarında birçok sorun ortaya çıkacak; istisna konusu işlemlerin sayısı kayda değer ölçüde düşecek ve netice olarak kanundan beklenen faydaya ulaşılamayacaktır. Özellikle karma projelerde olası proje tadilleri nedeniyle başta Emlak Konut olmak üzere arsa sahipleri veya yatırımcılar tapuda irtifak devri yoluna gitmemeyi tercih etmektedirler. Zira tapuda devir yapılması halinde imar ve ruhsat süreçlerinde yüzlerce malikin onayını alma sorunu ortaya çıkmakta ve projenin sonuçlandırılması riske girmektedir. Bu nedenle tebliğin öngördüğü gibi tapuda devir bir zorunluluk olarak uygulanırsa birçok büyük projenin KDV istisnasından yararlanma imkânı da ortadan kaldırılmış olacaktır. Bu sakıncaların doğmaması bakımından tebliğin bir an önce kanuna uygun hale getirilmesi ve bugün itibariyle uygulamanın tebliğe göre değil kanuna göre yapılması doğru olacaktır.”
Av. Mustafa Güneş ayrıca, “Bedeli döviz olarak yurda getirilen konut veya işyeri niteliğindeki taşınmazlara KDV muafiyeti getiren 6824 sayılı kanunun temel amacının ülkeye döviz girişi sağlamak olduğu açıktır. Yani kanun koyucu normal şartlar altında alması gereken bir vergiyi sırf ülkeye yeni döviz girişi olsun ve bu para en az bir yıl süreyle ülkede kalsın diye almamakta; bir tercih ortaya koyarak döviz girişini vergi tahsiline tercih etmektedir” görüşlerini ekleyerek kanun ile korunmaya çalışılan bu faydanın tebliğin bu haliyle kalması halinde sağlanamayacağını belirtti.